Saturday, October 27, 2018

ÇİN'DEN TÜRKİYE'YE UZANAN YOL

NOT:

Bu yazı Türkiye'ye gelmiş ve burada yaşamaya devam eden bir Çinli arkadaş tarafından yazıldı. Yazı üzerinde özellikle düzeltme yapmadım. Böyle daha samimi olduğunu düşündüm ve yazıdaki duyguyu öldürmek istemedim. Yazının devamı gelecek. Bu 1.partı.



PART 1



ÇİN NERE TÜRKİYE NERE!!



Türkiye Konsolosluğu’ndan çıktıktan sonra, elimde tuttuğum pasaporta tekrar baktım, bir yeşil kağıt pasaportuma yapıştırdılar, evet bu türkiye vizesi, onun için çok uğraştım , sayılamaz sefer notere gittim. Şimdi aldım ve Türkiye'ye gidebilirim. Çok heyecanlandım. Hemen abime söyledim ve o da hemen uçak bileti aldı bana.


Türkiyeye varırken gece 12 olmuştu, Türkmenistan’da aktarma yaptım, yabancı dil bilmediğim için ne kadar zor aktarma yaptığımı sadece ben bilebilirim. İyi ki buraya vardım.  Çıkışta da ağabeylerim beni bekliyorlardı. Beni görünce çok mutlu oldular ve bana “sen niye bu kadar şişman oldun ya “dediler. Ben de onları görünce korkmaktan kurtuldum ve yorgun yüzüm de güldü. Benim vardığımı haber vermek için hemen babamı aradık, kısaca konuşmaktan sonra kapattık ve ağabeylerim ile beraber havalimanından dışarı çıkmaya başladık.



Çıkarken saat gece 1 olmuştu, taksiyle yakın metrobüse gittik. Metrobüste İstanbul güzel bir şehir hissetmeye başladım, gece manzarası aşırı güzel. Yakın uzak ışıklar birlikte bir gökyüzü kurdu. Gördüğüm şeylere bayılırken ağabeyim beni uyandırdı “hadi inelim” diye söyledi. Onlar benim bagajımı aldılar ve yürümeye başladık, yürürken çok şaşırdım, şimdi saat gece 2 de sokakta insanlar hala işi yapıyor ve dükkanlar hala açıyor, benim şehrim saat 11 de insanlar uyumaya başlar.



Biz direkt eve gitmedik, bir dönerciye gittik. Orda ben döner ilk kez tattım, kavurduğu çıtır çıtır lavaşı hiçbir zaman unutamam, çok beğendim, birince tane bitince ikince tane yemek istedim ama karnım doydu diye vazgeçtim. Dükkandan çıkınca hiç yürümek istemedim çünkü doydum, ama yine de yavaş yavaş eve vardık ve güzelce uyudum.



Wenhao

No comments:

Post a Comment